Çocuklarla Neden Cinsellik Konuşmalıyız?
Cinsellik, sadece yetişkinlere özgü değildir.
Cinsel eğitim ile birlikte bireyin fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimini anlaması, olumlu yönde kişilik geliştirmesi, tüm insanların cinselliğine ve haklarına saygı çerçevesinde bir bakış açısı edinmesi hedeflenir.
Cinsel eğitim beşikten mezara, yaşam boyu devam eder. Bu eğitimleri veren öğretmen ve öğreticiler okullarda ya da herhangi bir kurumda görünmemektedir. Çünkü cinselliğin büyük bir kısmı informal olarak sokakta öğrenilmektedir. Bu bilgilerin eksikliği ve yanlışlığı abartılı cinsel inançlara, cinsel işlev bozuklukların oluşumuna neden olurken tüm bunların önemi bugün kesin olarak bilinmektedir.
Yaşam boyu devam eden bu eğitim öncelikle ailede başlar. Öğretmen, arkadaş ortamı, danışmanlar ve medya aracılığı ile devam eder.
Cinsel eğitim, bireyin yaşına ve gelişimine uygun olarak verilmektedir. Çocuk yaşta sorulan sorulardan kaçınılırsa ya da cevapsız bırakılırsa ergen yaşta da bunları konuşmak oldukça güç haline gelmektedir. Çocuk yaştaki bireylerin sordukları sorulara açık ve basit cevap vermek yetişkin yaşamda oldukça önemlidir.
Cinsel eğitimin hangi tarzda verildiği de oldukça önemlidir. Didaktik, öğüt veren, bilgi veren konuşmalar yerine küçük gruplar halinde çalışmalar, görsel ya da oyunlarla anlatımlar daha etkili görülmektedir.
Peki cinsellik hangi yaş grubuyla, hangi konular üzerine, nasıl çalışılır?
- 4- 7 yaş: Üreme sistemi ve organlar öğretilirken aynı zamanda kadın- erkek terimleri ve aralarındaki farklar, kişisel güvenlik alanları ve korumaya yönelik birkaç basit yöntem, çocuğun bedeni üzerindeki hakları ve iyi ve kötü dokunuşlar arasındaki farklar öğretilmektedir.
- 7- 11 yaş: Üreme ile ilgili temel bilgilerin yanı sıra kurulan arkadaşlıkların farklı şekillerde olabileceği konusunda bilgilendirmeler yapılmaktadır.
- 11- 14 yaş: İlişki kurarken kişisel hakların ve tercihlerin varlığını, bireysel ve toplumsal sağlık ve güvenlik açısından oluşabilecek riskleri tanımlamayı, çeşitli cinsel yolla bulaşan hastaları tanımlamayı, ahlak değerlerinin kişinin bulunduğu topluma ve kültüre göre değişiklik gösterebileceği hakkında konuşmaları, cinsel yönden davranışları etkileyen ve belirleyen biyolojik ve sosyal faktörleri değerlendirmeyi kapsamaktadır.
- 14- 16 yaş: Üreme ve biyolojik yönleri, bireysel tercihler ve sosyal sonuçlar, cinsel davranışlarda yasalar ve sosyal sorumluluklar, cinselliğin yaşam evreleri üzerinde etkisi, evlilik, sevgililik, boşanmak, ayrılık gibi terimlerin önemi, doğum ve doğum kontrolü, cinselliğe dair değer ve inançlar, cinsellik ve cinsel aktivitelerle ilgili duygular bu yaş aralığındaki bireylerle çalışılmaktadır.
Cinsel eğitim her çocuğa verilmelidir. Çünkü;
- Çocuklar kendi bedenine ve karşı tarafın bedenine saygı duymayı öğrenir. Böylece ileriki yaşlarında sağlıklı ve düzeyli ilişkiler kurabilirler.
- Çocuğun kendine ait olan bedeni hakkında bilgileri aynı zamanda kendine güvenini arttırır.
- Cinsel eğitim alan çocuklar, bedenine karşı sorumluluklarını bilir.
- Cinsel eğitimi yaşına ve gelişimine uygun aşamalarda alan çocuklar karşı cinsle kuracağı ilişkilerde daha dengeli olur
- Ergenlik dönemlerinde yaşanan krizlerden bir tanesi de bedenlerinde olan değişimleri kabul edememeleridir. Cinsel eğitim ile birlikte bu değişimleri daha çabuk kabullenirler.
- Doğru cinsel bilgilere ulaştıklarından, cinsellik hakkındaki yanlış bilgileri reddedebilirler.
- Cinsel bilgilerle donanmış kişiler, uygunsuz tekliflere ve baskılara karşı durmakta daha başarılıdır, bu konuda merak duygusuyla yaşayacağı olumsuz deneyimler azdır.
- Son olarak ve en önemlisi, bir istismar var ise çocuk sahip olduğu bilgilerle karşı koyabilmeyi, ayırt edebilmeyi öğrendiğinden istismarı da önleyecektir.
“Cinsel gerçeğin erkenden öğretilmesi daha iffetli ve daha verimli olmasını sağlar, yoksa herkes onu kendi hayal gücünün keyfine ve ateşine göre bulmaya kalkar”
Montaigne, Denemeler